Bu, iflas etmiş borsanın alacaklılarına ait adreslerin, hafta sonu boyunca SOL ve ETH tokenlerini staking yaparak ağın güvenliğini artırma ve aynı zamanda ödüller kazanma amacı taşıdığını gösteriyor.

Staking işlemi, kripto varlıklarını belirli bir blockchain ağına kilitleyerek bu ağın işleyişine katkıda bulunmayı ve ödüller kazanmayı sağlar. Bu ödüller, kullanıcıların bu tokenleri kilitleme karşılığında elde ettiği bir tür getiri şeklidir. Staking aynı zamanda bu tokenlerin belirli bir süre boyunca kullanılamaz durumda tutulmasını gerektirir, bu da token sahiplerinin uzun vadeli bir bakış açısı benimsemelerine yol açar.

Önemli miktarda SOL ve ETH tokeninin stake edilmesi, bu iflas etmiş borsanın alacaklılarına önümüzdeki yıllarda önemli getiriler sağlama potansiyeli sunuyor. Verilere göre, SOL’un Figment’e stake edildiği ve yıllık %6,79’luk getiri elde edildiği öne sürülüyor. Ethereum işlemleri ise ETH’nin doğrudan ağ üzerinde stake edildiğini ve yıllık %3,4’lük getiri sağladığını gösteriyor.

Bu gelişme, kripto topluluğunda büyük bir ilgi uyandırıyor. Özellikle, iflas etmiş bir kripto borsasının alacaklıları tarafından bu tür bir staking işlemi yapılması, kripto varlıkların kullanımının ötesine geçerek ağın uzun vadeli güvenliği ve sürdürülebilirliği için katkıda bulunma amacını taşıdığını gösteriyor.

Buna ek olarak, bu iflas etmiş borsaya bağlı adreslerin milyonlarca dolar değerinde SOL ve ETH tokenini staking yaparak risk aldığı göz önüne alındığında, bu token sahiplerinin geleceğe olan güveni ve inançları da yansıtılıyor. Özellikle kripto piyasası, volatilitesi ve belirsizliği ile bilinirken, bu tür işlemler uzun vadeli bir stratejiyi işaret edebilir.